T24 Dış Haberler
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin New York ofisi direktörü Craig Mokhiber, Gazze’de Filistinli sivillere yönelik soykırım olarak nitelendirdiği olayları önleme görevinde BM’nin “başarısız” olduğunu belirterek görevinden ayrıldı. Zaten emeklilik vakti gelmiş olan Mokhiber ayrıca ABD, İngiltere ve Avrupa’nın büyük bölümünü “korkunç saldırıda tamamen suç ortağı” olduğunu söyledi.
Craig Mokhiber, 28 Ekim’de Cenevre’deki BM Yüksek Komiseri Volker Turk‘e yazdığı mektupta, “Bu, New York’taki görevi sırasında sizinle yaptığım son iletişim olacak” dedi. Emeklilik yaşı geldiği için görevinden ayrılan Mokhiber, “Bir kez daha gözlerimizin önünde bir soykırım yaşandığını görüyoruz ve hizmet ettiğimiz örgüt bunu durdurmak için güçsüz görünüyor” ifadelerini kullandı.
“Bu bir soykırım vakasıdır”
BM’nin daha önce Ruanda’da Tutsilere, Bosna’da Müslümanlara, Irak Kürdistan’ında Yezidilere ve Myanmar’da Rohingyalara yönelik soykırımları engellemekte başarısız olduğunu belirterek “Yine başarısız oluyoruz. Kökleri etnik-milliyetçi sömürgeci yerleşimci ideolojiye dayanan ve tamamen Arap olmalarına dayalı olarak onlarca yıldır sistematik bir şekilde zulüm ve tasfiyeye maruz kalan Filistin halkına yönelik mevcut toptan katliam… şüpheye yer bırakmıyor” dedi.
Mokhiber, “Bu bir soykırım vakasıdır” dedi ve ABD, İngiltere ve Avrupa’nın büyük bir kısmının Cenevre Sözleşmeleri kapsamındaki “antlaşma yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddetmekle” kalmayıp İsrail’in saldırısını silahlandırdığını ve buna siyasi ve diplomatik kılıf sağladığını söyledi.
“Apartheid’a son verilmesini desteklemeliyiz”
Mokhiber, mektubunu, “Tarihi Filistin topraklarının tamamında Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Yahudiler için eşit haklara sahip tek, demokratik ve laik bir devletin kurulmasını desteklemeliyiz” diye yazdı ve ekledi: “ve dolayısıyla, derin ırkçı, yerleşimci-sömürgeci projenin ortadan kaldırılmasını ve tüm topraklarda apartheid’a son verilmesini desteklemeliyiz” ifadeleriyle sonlandırdı.
“Emekliliği konusunda Mart 2023’te bilgilendirdi, görüşleri kişiseldir”
New York’taki BM Sözcüsü, Guardian’a Mokhiber hakkında bir açıklama göndererek şunları söyledi:
“Kendisinin bugün emekli olduğunu teyit edebilirim. Kendisi Mart 2023’te BM’yi yarın yürürlüğe girecek olan emekliliği konusunda bilgilendirmiştir. Bugün kamuoyuna açıklanan mektubunda yer alan görüşler kendisinin kişisel görüşleridir”
Açıklama, “Ofisin işgal altındaki Filistin toprakları ve İsrail’deki vahim duruma ilişkin tutumu raporlarımıza ve kamuoyuna yaptığımız açıklamalara yansımıştır” ifadeleriyle devam etti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün BM direktörü: Çifte standartlı tutuma karşı güçlü argüman
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün BM direktörü Louis Charbonneau, Guardian’a yaptığı açıklamada, Mokhiber’in “dünya örgütünün çifte standartlı tutumuna karşı güçlü bir argüman” ortaya koyduğunu söyledi.
Charbonneau, “BM’nin İsrail ve Filistin söz konusu olduğunda, kısmen ABD, İsrail ve diğer hükümetlerin baskısı nedeniyle insan hakları konusunda yolunu kaybettiğine dair güçlü ve iç karartıcı bir örnek sunduğunu görmek için mektuptaki her şeye katılmak zorunda değilsiniz. BM gemisini geri döndürmek için çok geç değil, ancak bunu hızlı bir şekilde yapmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Açık antisemitizm” suçlaması
Buna karşılık, New York’taki Touro College’ın İnsan Hakları ve Holokost Enstitüsü’nü yöneten Anne Bayefsky, sosyal medya üzerinden Mokhiber’i “açık antisemitizm” ile suçladı. Mokhiber’in “İsrail’i haritadan silme” çağrısında bulunmak için BM antetli kağıt kullandığını söyledi.
90’lı yıllarda Gazze’de yaşadı
Mokhiber, 1992’den bu yana BM’de bir dizi önemli görevde bulundu. Filistin, Afganistan ve Sudan’da kıdemli insan hakları danışmanı olarak görev yaptı. Uluslararası insan hakları hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukat olarak 1990’lı yıllarda Gazze’de yaşadı.
İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin New York ofisinin direktörü olarak görev yaptığı dönemde, sosyal medyadaki yorumları nedeniyle zaman zaman İsrail yanlısı grupların eleştirilerine maruz kaldı. İsrail’e yönelik boykot hareketi olan BDS’yi destekleyen ve İsrail’i apartheid ile suçlayan paylaşımları nedeniyle eleştirildi.